esmer gecenin
beyaz dişlerine uğruyorum
kemanın acı feryadı
zurna tesellisinde
gecekondu bacasından
atmosfere karışırken
mutfaktan yayılan
köfte kokusuna koşuyor
sümüğü şelale
yalın ayak çocuklar
sivri sineklerin
asayiş iplemediği
günün ardından
mahallede yeni bir renk cümbüşü
yıldızlara karışıyor
bir köşede oturmuş
beyin objektifimden
kareler çekip
anı ambarına atarken
sigara külünü dökmeden içen
dişsiz kadının
kahkasından dağılan
mutluluk enerjisi
bir çok porselen yaşamı
egale ediyor
yemekten sonra
asmalı kamelyadan gelen
anason kokusu
karnavalın
başlayacağını işaret ediyor
beline şal bağlamış
süt beyaz kızların
dokuz sekiz dansları
kalça okyanusları
dalgalandırırken
kıvrımların dip yaptığı
dairesel figürlerde
büyüdüğümü hissediyorum
uyku damlacıkları
yatağa sızan çocukların gözlerinden
balonlar uçuruyor
tutmak için harçlığın
rengarenk gözlerinden sabaha
ve
herkez odasına çekildiğinde
günün yorgunluğunu
ıslak bedenler alıyor
anason kokulu cangıllarda
petunyalar gülümsüyor
kasığı gergin nehrin
ağacı öpen
pembe dudaklarında...
Vaha
This poem has not been translated into any other language yet.
I would like to translate this poem