dün
bugün gibiydi aslında
aynı oksijen solundu
aynı güneşte
ve
aynı güneşe akşam
perde çekince
burulurduk sofrada
evlenir giderse biri
ya da
rızkı kesilince
dün
bugün gibiydi aslında
bedenler büyüdü biraz
bir de gezdikçe yollar
ve
büyüdü ayaklar yürüdükçe
uslanmadı boşa çıkan adımlar
dün
bugün gibiydi aslında
asmalar, kelebekler
ve kuşlar
başak sarısı tarla
buluta kafa tutan dağlar
ve hatta
baştan çıkaran deniz
ve
köpüklü aldığı duşlar
dün
bugün gibiydi aslında
ömrü kısa bazısı
eşikten mezara aşklar
ilahi emrin mottosu
merkeze alınan ruhlar
her dakika sevişen dünya
ve
her saniye doğan çocuklar
dün
bugün gibiydi aslında
yeniler, eskiler
ve hepsi farklı tatlar...
Vaha
This poem has not been translated into any other language yet.
I would like to translate this poem