karamel, şeker, krema
bir sonraki kupamı
ne zaman alacağımı düşünüyorum
ve bunun tek başına fikri
beni mutlu ediyor
günün hangi saatinde
ona sahip olduğum önemi yok
nerdeyse her zaman bir fincanım var
kahveme zaman ayırırım
acı tadını yumuşatmak için
küçük bir dokunuş ekleyebilirim
ama asla çok değil
yavaşca içer
ve her
yudumu not ederim
hoşuma gidiyor
bana getirdiği sıcaklığı
günün her saatini seviyorum
sen çabuk içiyorsun
dilini yakıp yakmadığı umrunda değil
acıya alışkın olduğunu
artık biliyorum
ama sen bunun
sonaermesine asla izin verme
arada bir konsept değiştir
mesela
yatağına uzanırken
gözün
televizyonda
olsa bile
aklın mutlaka bende olsun
yoluma baktığın anların
tadını çıkarıp bana gülümse
onları fark ettin mi?
merak ediyorum
gülüşünün kemiklerimi titrettiğini
yüzümdeki yılkı sürüsünün
dört bir yana nasıl dağıldığını düşle
çünkü ben
kahvemi içtiğim her yudumda
o anları düşlüyorum
bir his bana
aynı konjonktürde
olduğumuzu söylüyor
sonuçta, sadece kahve
ama nefaset fincanda
çalkaladığı her anı
gönülden yudumluyorum...
Vaha
This poem has not been translated into any other language yet.
I would like to translate this poem