Kafesli evlerde ağlar çocuklar,
Odalarda akşam olurken henüz.
...
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
...
Eski hane,eşyası boşaltılmış barhane;
Şimdi mektep salhane,işyeri kumarhane...
...
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
...
Kırılırda bir gün bütün dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim
...
Düşünüyorum: O'ndan evvel zaman var mıydı?
Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı?
...
Bir yumak gibi hayat, kör düğümlerle dolu
Ömür süreli sınav, sonsuz meçhul sorulu
Avutmak mı kendini, yumakla kedi gibi?
Uyumak mı, ölmek mi? Yokmu kurtuluş yolu
...
Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!
...